CHP İstanbul İl Başkanı Çelik, Pazar Günü Ankara’da Can Atalay İçin Yapılacak “Anayasamıza Sahip Çıkıyoruz” Mitingine Katılım Çağrısı Yaptı

CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik, Anayasa Mahkemesi’nin hakkında ikinci kez “hak ihlali” kararı vermesine karşın Türkiye İşçi Partisi (TİP) Hatay Milletvekili Can Atalay’ın tahliye edilmemesi üzerine CHP’nin pazar günü Ankara’da düzenleyeceği mitinge katılım çağrısı yaptı. Çelik, “İstanbul’da Çağlayan Adliyesi’nin önünde günlerce süren Anayasa’ya sahip çıktık, adalet nöbetlerini gerçekleştirdik. Sirkeci Garı’nın önünde bir basın açıklaması yaptık. Yine Çağlayan Adliyesi’nin önünde yağmurun, çamurun içerisinde bir basın açıklaması gerçekleştirdik. Bu pazar günü Ankara’da Genel Başkanımız Sayın Özgür Özel’in katılımıyla ‘Anayasamıza Sahip Çıkıyoruz’ mitingi gerçekleştireceğiz” dedi.

Beylikdüzü Belediyesi’nin depreme hazırlık amacıyla 10 mahalleye kuracağı Afet ve Acil Durum Müdahale İstasyonu ile ilgili bugünkü tanıtım etkinliğine katılan CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik, daha sonra Kağıthane’de bir dizi ziyaret gerçekleştirdi.

Çelik, CHP Kağıthane İlçe Örgütü’nü ziyaret ettikten sonra çevredeki esnafı ziyaret ederek sorunları dinledi. İstanbul’un en eski kulüplerinden biri olan Kağıthane Spor Kulübü’ne de uğrayan Çelik, amatör kulüplerin desteklenmesine vurgu yaparak “Yerel yönetimin, ilçe belediyesinin mutlaka spor kulübüne güçlü sahip çıkması lazım. Onun için de bu bir onurdur. İlçe başkanımız da burada, o da bu sözü sizlere veriyordur. Biz burayı kazandığımız gün Kağıthane Spor Kulübü’nün desteklenmesi konusunda her yönüyle elimizden neyse ben il başkanı olarak bu işin takipçisi olacağım. Buraların maddi manevi destek vermesi ve başarılı olabilmesi, profesyonel lige kadar yükselebilmesi için elimizden geleni sağlayacağız” dedi.

“TÜRKİYE ÇOKLU KRİZ ORTAMIYLA BAŞ BAŞA KALDI”

İlçede bulunan Kağıthane Nurtepe Cemevi’nde Alevi yurttaşlarla bir araya gelen Çelik, Türkiye’nin çok ağır sorunlarının olduğunu ve şu anda çoklu kriz ortamıyla baş başa kalındığını belirterek şunları söyledi:

“Bir yanıyla Türkiye bir ekonomik krizle boğuşuyor, bir yanıyla bir siyasi krizle karşı karşıyayız. Geçtiğimiz yıllarda çok konuştuğumuz ama bugünlerde daha az konuştuğumuz bir mülteci kriziyle Türkiye karşı karşıya ve zaman zaman ortaya çıkan dış politika krizleriyle karşı karşıya geliyor. Mevcut siyasi iktidarın zulmünden en fazla etkilenen kesimler işçiler, emekçiler, emekliler bu ekonomik krizde bir geçim derdine, geçim davasına düşmüş durumda. Bugün övünerek anlattıkları asgari ücret zammından sonra veya emeklilere yaptıkları zamlardan övünerek bahsediyorlar ama bizim yaptığımız araştırmalarda ne emekliler ne işçiler, yapılan zam oranlarından memnun değil.”

“ÇAĞLAYAN’DA GÜNLERCE ADALET NÖBETİ YAPTIK”

“Türkiye’nin anayasal düzenini ortadan kaldırmaya yönelik birtakım hamleler yapıyorlar” diyen Çelik, TİP Hatay Milletvekili Can Atalay üzerinden yaşanan anayasa krizi ve buna karşı 14 Ocak Pazar Günü Ankara’da yapılacak miting hakkında şunları söyledi:

“Hatay Milletvekili Can Atalay ile ilgili ülkenin en yüksek yargı organı olan Anayasa Mahkemesi, ‘Milletvekili seçilmiştir. Dolayısıyla serbest kalmalıdır ve görevinin başına geçmelidir’ diyor ama alttaki mahkeme, ‘Anayasa Mahkemesi’nin kararını tanımam’ diyor. Anayasa Mahkemesi üyeleriyle ilgili suç duyurusunda bulunuyor. Ülkenin en üst yargı organı Anayasa Mahkemesi’dir. Anayasa Mahkemesi kararları uygulanmak zorundadır ama alt mahkeme; Ankara’dan, bir kişiden talimat aldığı için onun talimatlarını yerine getirmek için Anayasa Mahkemesi’nin kararlarını tanımıyor ve anayasal düzeni ortadan kaldırmaya yönelik bir süreci hep birlikte üzülerek izliyoruz. Sadece izlemekle yetinmiyoruz, İstanbul’da Çağlayan Adliyesi’nin önünde günlerce süren Anayasa’ya sahip çıktık, adalet nöbetlerini gerçekleştirdik. Sirkeci Garı’nın önünde bir basın açıklaması yaptık. Yine Çağlayan Adliyesi’nin önünde yağmurun, çamurun içerisinde bir basın açıklaması gerçekleştirdik. Bu pazar günü Ankara’da Genel Başkanımız Sayın Özgür Özel’in katılımıyla ‘Anayasamıza Sahip Çıkıyoruz’ mitingi gerçekleştireceğiz. Bizler de İstanbul’dan o mitinge katılacağız. Orada Genel Başkanımızla beraber olacağız. Sizleri de Ankara’daki mitingimize davet ediyoruz.”

“İKTİDAR, KUTUPLAŞMAYI BAZEN ETNİK KÖKEN ÜZERİNDEN YAPIYOR”

Mevcut siyasi iktidarın var olan sorunların konuşulmaması için kimlik siyasetiyle toplumu kutuplaştırdığına dikkat çeken Çelik, konuşmasına şöyle devam etti:

“Toplumu ayrıştırıyor ve bu ayrışmayla kendi varlığını sürdürmeyi hedefliyor. Bu kutuplaşmayı da bazen etnik köken üzerinden yapıyor. Bazen inançlar üzerinden yapıyor. Bazen değerler üzerinden yapıyor. Bu yönüyle Alevilerin eşit yurttaşlık hakkını bırakın savunmayı, hiçbir biçimiyle dile getirmedikleri gibi Alevilerin aslında bir biçimiyle hayatın içerisinden, kamusal alandan dışlanması, hor görülmesi gibi birtakım süreçleri uzun yıllardır hep birlikte izliyoruz. Cumhuriyet Halk Partisi, bu dönemde hem Alevilerin eşit yurttaşlık haklarını hem de Türkiye’nin önemli sorunlarını, Kürt sorununu hatta uzun zamandır bir biçimiyle siyasetin gündeminden kalkmış gibi görünen laikliği daha güçlü savunmalıdır. Cumhuriyet Halk Partisi, laikliği, Alevilerin, Kürtlerin, ezilen kesimlerin eşit yurttaşlık mücadelesini daha güçlü bir biçimde dile getirmelidir. Bunu cesaretle gerçekleştirmeli. Bunu hayatın her alanında cesaretle dile getireceğiz.”

“ALEVİLER VERGİ ÖDÜYOR AMA BÜTÇEDEN PAY ALAMIYOR”

Alevilerin, Cumhuriyetin sigortası olduğunu belirten Çelik, şunları dile getirdi:

“Çünkü Aleviler, bu ülkede yüz yıllık Cumhuriyet tarihinde ve öncesinde bu toprakların bin yıla dayanan tarihinde her zaman vardılar. Aleviler, Cumhuriyet tarihinde yurttaşlık görevlerini her zaman yerine getirdiler. Aleviler, Türkiye’de üretiyorlar, ülkeye değer katıyorlar, vergi ödüyorlar ancak ne yazık ki Alevilerin ibadethaneleri, ibadethane olarak görülmüyor. Aleviler, bütçeden pay alamıyorlar. Çok ciddi personel sorunları yaşıyorlar. Buraların fiziki masraflarının karşılanmasıyla ilgili çok ciddi sorunlar yaşıyorlar. Bu yönüyle Alevilerin eşit yurttaşlık mücadelesini siyasetçilerin mutlaka dile getirmesi gerekiyor. Çünkü herkesin verdiği vergi ödediği gibi Aleviler vergilerini ödüyorlar. Bu ülkenin her alanında ülkeye değer katıyorlar ve her şeyin ötesinde, bunların da ötesinde Aleviler, Türkiye’nin birliğinin, beraberliğinin bölünmez bütünlüğünün teminatıdır. Aleviler, Cumhuriyetin sigortasıdır. Aleviler, demokratik bir Türkiye’nin de teminatıdır.”

“SİYASİ İKTİDAR, YEREL SEÇİMLERİ GENEL SEÇİMLERE ÇEVİRMEYE ÇALIŞIYOR”

Yerel seçimlere de konuşmasında değinen Çelik, siyasi iktidarın yerel seçimleri genel seçimlere çevirmenin peşinde olduğunu ifade ederek konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Mevcut siyasi iktidar, yerel seçimleri hep bir genel seçim havasına sokar. Bizi terör örgütleriyle işbirliği yapmakla suçlar. Dış politikayla ilgili hamaset söylemleri üretir ve bunun üzerinden yerel seçimi dizayn etme çabası içerisine girer, yerel sorunların konuşulmasını istemezler. Bizleri, Cumhuriyet Halk Partisi’ni terörle iş birliği yapmakla suçlarlar. Bize oy verenleri terörist ilan ederler ve dış politikada hamaset söylemleriyle yerel seçimleri kazanmayı hedeflerler. Bu yönüyle genel seçim havasına sokarlar. Onlara şunu hatırlatmak gerekir. Cumhuriyet Halk Partisi, Gazi Mustafa Kemal’in kurduğu siyasi partidir, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu partisidir, Türkiye’nin bölünmez bütünlüğünün teminatıdır, bayrağımızın, 86 milyon yurttaşın bir arada inançlarını özgür bir biçimde yaşayan yaşamasının teminatıdır. Başörtülü vatandaşların da özgür bir biçimde üniversitelerde okuması, özgür bir biçimde hayatın olması, inançlarını özgür bir biçimde yaşamasının teminatı da Cumhuriyet Halk Partisi’dir. Öz eleştirimizi de vermemiz gerekir. İnançlar konusunda geçmişte bizim partide bazı hatalı durumlar söz konusu oldu. Oralardan dersler çıkarttık. Bugün Türkiye’de 86 milyon yurttaşın kimliği ne olursa olsun Alevi’sinin, Sünni’sinin, Türk’ünün, Kürt’ünün, Laz’ının, Çerkez’inin inancını özgür bir biçimde yaşamasının teminatı Cumhuriyet Halk Partisi’dir.”

Çelik, Cemevi ziyaretinden sonra Kağıthane mahalle muhtarları ile de bir araya geldi ve onların sorunlarını dinledi. Çözümleri noktasında adım atılacağının sözünü veren Çelik, Kağıthane’deki son programında sivil toplum örgütleri, meslek örgütleri, medya kuruluşu ve köy dernekleri temsilcileriyle bir araya geldi.

“ÇOK KAZANANDAN ÇOK, AZ KAZANANDAN AZ VERGİ ALACAĞIZ”

Toplantıda CHP ve sol kavramına ilişkin konuşan Çelik, “Kağıthane’nin arka sokaklarındaki o yoksul çocuklar ile Beşiktaş’taki çocuğa eşit bir eğitim fırsatını sunabilmelidir. Cumhuriyet Halk Partisi’nin solculuğu budur. Cumhuriyet Halk Partisi’nin solculuğu, çok kazanandan çok vergi almak, az kazanandan az vergi almak ve topladığı parayı bu toplumun her kademesine eşit dağıtmak için bir mücadele sergilemektir. Dolayısıyla bu ülkede ülkenin verdiği yükü işçinin, memurun sırtındadır. Çok kazananlar vergiyi çok çeşitli yöntemlerle ödemezken bu ülkenin vergi yükü işçinin, emekçinin, küçük esnafın sırtındadır” dedi.

“TOPLUMUN GERÇEK SORUNLARI HEP İHMAL EDİLİYOR”

“Cumhuriyet Halk Partisi’nin solculuğu, vergide adaleti sağlamaktır ve Türkiye’de yoksulların sesi olmaktır” diyen Çelik, sözlerini şöyle tamamladı:

“Aynı zamanda Cumhuriyet Halk Partisi’nin solculuğu Türkiye’nin bölünmez bütünlüğü içerisinde bayrağımızın tartışılmadığı, değerlerimizin tartışılmadığı, toplumsal barışın sağlandığı bir Türkiye’yi arzu etmektir. Ne yazık ki sadece son 20 yıldan bahsetmiyorum. 50 yılı aşkın Türkiye’de siyaset, kimlikler, inançlar üzerinden yapılıyor. Ne yazık ki toplumun gerçek sorunları hep ihmal ediliyor. Bugün biz sürekli kimlik siyasetine maruz kaldığımız için toplumun gerçek sorunlarını konuşmuyoruz. Örneğin emekli maaşı bu ülkede bir hafta öncesine kadar 7 bin 500 liraydı. En düşük emekli maaşı 7 bin 500 TL ve emeklilerin neredeyse yüzde 50’si 7 bin 500 lira maaş alıyordu. Bugün 11 bin 500 liraya çıktı ama ülkedeki açlık sınırı 14 bin 500 lira. Ülkemizde asgari ücret şu anda 17 bin ama ülkedeki yoksulluk sınırı 45 bin lira. Dolayısıyla Türkiye’nin temel sorunları bunlardır. Türkiye’nin temel sorunları, bu ülkenin çocuklarının eşit bir eğitim alamamasıdır, adalet olmamasıdır. İstanbul’da yaşıyoruz. İstanbul’un çok önemli bir deprem, kentsel dönüşüm sorunu vardır. Bunların konuşulabilmesi için toplumun kimlik siyasetinden uzaklaştırılması gerekir.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir