Türkiye Kupasını kazanmak Beşiktaş için “elzem” olabilir, ama Konyaspor için değil…
Konuk takım, yani Konyaspor Türkiye Kupası’nı ve Süper Kupa’yı müzesine götürmüş bir takım…
Kupanın hasretiyle yanan bir takım değil…
Yeşil-beyazlılar, Samsun’da oynanan maçta Beşiktaş’ı penaltılarla yenmeyi başarmıştı…
O nedenle de Konyaspor’un, Beşiktaş’a 2-0 yenilerek yarı finalin kapısından dönmesi çok önemli değil…
Yeşil-beyazlılar için önemli olan lig…
Dolayısıyla da, Konyaspor’un aklı da, fikri de, zikri de Pazar günü deplasmanda oynanacak Pendikspor “final” maçında…
Durum böyle olunca da Konyaspor, Beşiktaş karşısına gayet rahat ve stressiz çıktı…
Tabii ki rotasyonlu bir 11’le…
Konyaspor’da kalede genç Deniz Ertaş’a görev aldı…
Arka 4’lü ise kulübeden gelen 3 oyuncuya emanet edildi…
Omeroviç, göbekte Damjanoviç ile Hadebe’ye, kenar arkalarda ise Yasir Subaşı ve Cebrail Karayel’e sorumluluk verdi…
Bu dörtlünün önünde ise Soner Dikmen ile Oğulcan Ülgün ikilisi görev aldı…
Orta 3’lü de ise Anderson Nıangbo, Cicaldau ve Yunus Mallı, en önde ise sakatlığı nedeniyle uzun zamandır takımdan ayrı kalan Muhammet Demir’in ismi yazıldı tahtaya…
Bu da gösterdi ki, Konyaspor’un derdi kupa değil…
Beşiktaş ise 1-2 rotasyonla ligde mücadele eden oyuncu grubu ile mücadele etti…
Hakemin başlama düdüğü ile maçın rengi belli oldu…
Karşılaşmanın ilk 10 dakikası kupayı daha çok isteyen Beşiktaş’ın baskısı altında geçti…
Konyaspor tamamen kapanarak, erken dakikalarda bir kaza kurşununa hedef olmamak için, savunma ağırlıklı bir oyunu tercih etti…
Beşiktaş ilk 15’de baskılı oynamasına rağmen, Konyaspor kalecisi Deniz Ertaş’ı ciddi anlamda rahatsız edecek bir pozisyon üretemedi…
Siyah-beyazlılar, topa daha çok sahip olmanın avantajıyla Konyaspor kalesine Gedson, Rashica ve Muçi ile en kolay yoldan giderek golü kovaladılar, ama final paslarında ve vuruşlarında topal kalınca istedikleri olmadı…
İlk 30’da iki takım, özellikle de Beşiktaş adına akılda kalan ciddi bir gol pozisyonu yoktu…
32’de ise Beşiktaş’ın baskısı işe yaradı, Muçi’nin 20 metreden attığı sert şutta, top kaleci Deniz’den sekince, Salih cezayı kesti ve takımını öne geçiren golü attı…
Bu golden sonra Konyaspor, biraz daha ileriye çıksa da, sadece 36’da Muhammet Demir’le Beşiktaş kalecisi Mert Günok’u yokladı, ama tecrübeli kaleci gole izin vermedi…
Yeşil-beyazlılar, ilk yarının uzatmalarında Oğulcan’la bir pozisyon buldu, ama bu oyuncunun vuruşu da Mert’te kaldı…
Maçın ilk yarısını özetlersek; Konyaspor’un bu sezon genel ruh halini en güzel şekilde gözler önüne seren bir performansa tanıklık ettik ilk 45 itibarıyla.
xxx
İKİNCİ YARIDA BEŞİKTAŞ TEK KALE OYNADI
Konyaspor ikinci yarıya Damjanoviç’in yerine Kahraman’la, Beşiktaş ise Salih Uçan’ın yerine Cenk Tosun’la başladı…
Beşiktaş ilk yarıda olduğu gibi, bu yarıda da oyunu tutan taraf oldu…
Özellikle de bitirim ikili Muçi ve Rashica ile…
57’de Rashica yokladı Konyaspor kalesini…
58’de ise Cenk Tosun kornerden gelen topa iyi yükseldi ve skoru 2-0’a getirerek, doğruyu söylemek gerekirse, yarıfinalin kapısını açtı…
Konyasporlu oyuncuların bu pozisyonda Cenk’in faul yaptığını söyleseler de, maçın hakemi santrayı gösterdi…
Beşiktaş 2-0’ı bulduktan sonra, topu Konyaspor’a bıraktı ve daha temkinli oynamaya başladı…
Konyaspor ise maçın son bölümlerinde gemileri yaktı ve Beşiktaş savunmasını ve kalecisi Mert’i ciddi ciddi rahatsız etmeye başladı, ancak yetenek ve beceri eksikliği egemen olunca, Konyaspor’un golü bulması oldukça zorlaştı…
Kafası Pendikspor maçında olan Omeroviç’in bu yarıdaki hamleleri de skoru değiştirmeye yetmedi ve Beşiktaş, Konyaspor’u kupanın dışına attı…
Konyaspor’da Beşiktaş maçı oynandı ve bitti…
Buraya kadarmış…
Konyaspor için önemli olan lig…
Kupa için ağlayıp sızlamanın ya da ağır eleştiriler yapmanın kimseye faydası yok bu saatten sonra…
Hazreti Mevlana’nın, “Dün dünde kaldı cancağızım, şimdi yeni şeyler söylemek lazım” dediği gibi, kupa geride kaldı, projektörleri Pendik maçına çevirmek lazım…
Kimseyi kırmadan dökmeden, hakaret etmeden soğukkanlı kalmak lazım…
Kupayı kazanıp lige veda etmek mi?
Kupayı kaybedip ligi sahiplenmek mi?
Hangisi daha akılcı?