Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, ekonomi gazetecileriyle gerçekleştirdiği toplantıda, Türkiye’nin ekonomik durumu ve çeşitli sosyal konular hakkında önemli açıklamalarda bulundu.
NTV’nin haberine göre toplantıda öne çıkan konulardan biri işçi emeklilerine yönelik ek zam çalışmalarıydı.
Memur maaşlarındaki artışa da değinen Yılmaz, seyyanen artışın enflasyona yansımadığını ve bu nedenle memur emeklilerinin bu dönemde daha yüksek oranda bir artış elde ettiğini söyledi.
Özellikle Temmuz ayındaki SSK ve Bağ-Kur emeklilerinin durumunu değerlendiren Yılmaz, yılbaşı ve temmuz aylarındaki artışları birlikte değerlendirmenin önemine vurgu yaptı. Bu dengeleme çabasının, bütün emeklilerin adil bir şekilde değerlendirilmesini amaçladığını belirtti.
En düşük emekli maaşı alanlara yönelik olarak ise Yılmaz, bu grup içinde çeşitlilik olduğunu ve bu durumu sosyal bir denge sağlama çabası olarak gördüklerini ifade etti.
En düşük emekli maaşlarına dair yapılan düzenlemelerin sosyal adaleti sağlamaya yönelik olduğunu belirten Yılmaz, bu konuda hükümetin çalışmalarının devam ettiğini ve bu konuların yakın zamanda ele alınacağını söyledi.
Yılmaz 7 bin 500 lira olan en düşük emekli aylığı alanlarla ilgili olarak şunları söyledi:
“2019 yılında yanlış hatırlamıyorsam başladı, asgari emekli diye bir kavram yoktu, 2018 ve 2019’larda ilk defa hukukumuza girdi Meclis’te bir kanuni düzenlemeyle. O tarihten bu yana da çeşitli zamanlarda artışlar yapılarak bugün işte 7 bin 500 gibi bir kanuni ücret söz konusu. Burada da şöyle bir ayrım oluyor, normalde primle maaş dengesi, sosyal güvenliğin özü bu. Ne kadar çok prim, ne kadar uzun süre prim öderseniz maaşınızın o kadar yüksek olması gerekiyor, sistemin mantığı bu. Ama bazı emekli aylıklarının şu veya bu sebeple, düşük prim ödeme olabilir, az süre çalışma olabilir, burada bu işi daha iyi bilen uzman arkadaşlarımız da var. Ücreti düşük olanlar var, bunları 7 bin 500’e kanunla getirdiğinizde kök ücret düşük kaldığı için bir sonraki oransal artışlarda sorun yaşanabiliyor, böyle bir durumla karşı karşıyayız doğrusu.
Bir taraftan da normal primiyle bu civarda yine maaş alanlar var, şimdi ikisini birbirinden ayırmak lazım. Yani kök ücreti de 7 bin 500 civarında olan bir topluluk da var, dolayısıyla o sayıların hepsini kök ücreti 7 bin 500’den düşük diye görmemek lazım, 7 bin 400 vardır, 7 bin 300 vardır, en düşük 5 bin-5 bin 500’ler civarında diye biliyorum, ama burada bir skala var. Ona yakın olan kök ücreti olan var, daha uzak olan var, buralarda da bir anlamda bir sosyal denge anlamında kanuni düzenlemeyle oluyor bunlar biliyorsunuz, idari kararla gerçekleşen şeyler değil, bir kanun gerekiyor.”
Ayrıca, konut kirasındaki yüzde 25 zam sınırının devam edip etmeyeceği konusunda kesin bir açıklama yapmayan Yılmaz, asıl hedefin enflasyonu düşürmek olduğunu ve bu sayede kira zamlarına ihtiyaç duyulmamasının amaçlandığını ifade etti.